Nedir şu pazarlamacılardan çektiğimiz?

Pazarlama ve satış iyi kullanıldığında, çok da güzel bir meslek bence… İkna becerilerim fazla gelişmediğinden satış ile aram çok iyi olmasa da, ,pazarlama kısmını hep sevmişimdir. Okulda da, zaten özellikle pazarlama bölümünü bitrimemin sebebi budur. Satmak için gerekli olan alt yapıyı kurmak, bu konudaki yaratıcılığı konuşturmak benim için daha büyük bir zevktir.

Daha 80’li yılların sonunda okullarda okutulan tencere pazarlamasının ne kadar da başarısız bir pazarlama biçimi olduğu söylenmiştir bizlere…

Literatürde daha o zamanlar okullarda bile okutulacak, söylenecek kadar kötü olan bu yöntemin 2000’li yılların bu kadar ilerlemiş dönemlerinde hala kullanılıyor olması beni deli ediyor.

Psikoloji, araştırma, detaycılık, analiz, yaratıcılık gibi yetkinliklerin hiç biri göz önünde bulundurulmadan eline kılıcı alan çıkıyor savaş alanına..Bu kılıcı “nasıl tutacaksın, nasıl savuracaksın, düşmanının savunma taktiği nedir, ne yer, ne içer, güçlü müdür, kuvvetli midir” demeden, atıyorlar kendilerini ortalığa, “o kadar telefon ettik, hiç kimseye ulaşamadık” diyen, krizden, insanların ilgisizliğinden dem vuran iş bildiğini sanan insan topluluğu oluşuyor piyasada…

Vizyonu olmayan, hedefe yönelik çalışmayan, kulaktan dolma bilgilerle şirket yönetmeye çalışan patronlar da, veriyor elemanın eline kulaktan dolma bir yerlerde duyduğu hedefi “günde şu kadar adamı arayacaksın”. Bir de bir rakam tutuşturuyorlar bu konularda ehil olmayan ellere, “bu kadar satacaksın”

Satışcıda da ne vizyon var, ne ürün araştırması, ne ürüne göre pazarlama taktiği, ne rakip araştırması, ne ürünün güçlü yanını biliyor, ne de zayıf. Oturuyor süslü masasına, maaşını hak edecek ya, arıyor durmadan ilgili ilgisiz insanları…

Kimisi ekmek satar gibi telefonda, belli kapasite üstündeki şirketlerin alacağı bir ürün satmaya çalışıyor, kimisi ise hastalık promosyonu, kimisi sigorta…

O nedenle, siz insan kaynakları yazılımı satan bir firmada insan kaynağından sorumlu yönetici olarak çalışırken size insan kaynakları yazılımı satmaya çalışan rakibinizin satışcısı rast gelebiliyor. Kim olduğunuzu araştırmadan açmış telefonu, ürettiğiniz yazılımın rakibini satmak için dil döküyor, zaman ve enerji harcıyor,

Ya da bir gün kaza geçirip de, arabanız takla atmışken, çekici üstünde eve dönmeye çalıştığınızda, bir kış akşamı soğuğunda, erken rezervasyonlu tatil satmaya çalışıyorlar size…

Daha da kötüsü; 76 yaşında iken 4 sene önce kaybettiğiniz babanızla, sizin telefonunuzdan görüşmek isteyip, “promosyon check up” dağıtmayan çalışan bir hastane temsilcisi arıyor sizi…

Hem de, yaşasaydı 81 yaşında olacak olan babanızın, zaten hastanelere gidiyor olma olasılığı çok yüksek iken,

hem de aslında atla deve olmayan o sistem geliştirilebilse belki de vefat ettiğini zaten kayıtlardan öğrenebilecekken,

hem de belki de, telefon ile bir şeyler satmaya çalışma devrinin yaklaşık 25-30 yıl önce bile demode ve yanlış bir pazarlama taktiği olduğu söylenmişken…

Share Button