Bir metro hikayesi…

Şu yerlere göklere sığdıramadıkları Kadıköy-Kartal metrosuna bindim geçen gün…

Elbette yeni, temiz hızlı gidiyor falan. Sosyal devlet anlayışında çok geç kalınmış uygulamalar ama yine de yapılmış olması bile güzel…

Ama insanlarımızın bu kadar geç böyle güzel uygulamalarla karşılaşması enteresan, hoş, komik hem güldüren hem ağlatan manzaralarla da karşılaşmamıza sebep olmuyor değil.

Bilirsiniz, metrolarda, trenlerde sarı bir çizgi vardır ve tren gelirken o çizgiden ötede durmamanız gerekir. Böylece, tren geçerken rüzgarından dengenizi kaybetmeniz olasılığını en aza indirmiş olursunuz. Dengenizi kaybedip herhangi bir kazaya sebep vermemiş olursunuz. Bunun için de sarı çizgilerin gerisinde beklersiniz treni…Ve elbette bu konuda anonslar yapılır. Ben de metroda trenin gelmesini beklerken, “Sayın yolcularımız, sarı çizgilerin ötesinde bekleme yapmayınız” diye bir anons yapıldı. Anonsun yapılması ile birlikte, bayramın neşesi ile cicili bicili giyilmiş, türbanı ile çantası ve ayakkabısını aynı renkte seçmeye özen göstermiş 30’lu yaşlarında kızımız ayakkabısının ucunu uzattı ve sarı çizgiye dokundurup hemen geri çekti, hemen arkasından da tavana, sağa, sola, karşı duvarlara boş bakışlar fırlattı. Merak etti herhalde sarı çizgiye ayağım değerse ne olur diye… Kendi kendime gülmemek için zorlarken aynı zamanda fazla film seyretmiş olmanın verdiği senaryo yazarlığı ile birden gözümün önünde metronun tavanından inen SAT komandolarının kızcağızı kolundan tutup yukarı çekmelerini beklemedim değil doğrusu…

Peter Gabriel’in, Nesimi Çimen’i Paris metrosunda dinleyebilmesi metro kültürünün bir başka açısını gösterir bize…Bildiğiniz orkestra kurup, Vivaldi’nin “dört mevsim”ini çalan guruplardan tutun da, sadece saksafonunu alıp bir blues parçayı dinletenlere kadar bambaşka bir kültürün parçası olmuştur metrolar…

Umarım bizde de, metro ağları arttar da; Avrupa metroları gibi hem hız, ulaşım kolaylığı gibi asıl amaca hizmette artış olur hem de belki de bir Eric Clapton, Cahit Berkay’ı dinleyebildiği veya inenlere öncelik veren binenlerin çoğaldığı, sarı çizgilerin ne anlama geldiğinin bilindiği veya jazz yapan üniversitelilere zavallı gözü ile bakılmayan, ya da yürüyen merdivenlerin sol tarafı yürüyenlere bırakılan yeni kültürlere doğru yelken açılır.

Belli mi olur?

Share Button