Yepyeni geleceklere doğru…

Şöyle bir geriye bakıp, 2012’de kendi içimde neler yaşadığımı düşündüğümde, yoğun savrulmalar sonrası, bir dinginliğe eriştiğimi hissediyorum.

Sanki bir savaştan çıkmış gibiyim. Çok yoğun duygu değişimleri ve karmakarışık düşüncelerden sonra, daha sakin, dingin ve öğrenmiş olarak yeni yılıma devam edeceğim.

Kendime daha güvenli, daha hakkını savunan, daha isteklerine odaklanan, her zaman her şartta fazlasıyla empati yaparak değil, kendini de düşünerek, isteklerini, hayallerini, günlük hayatın getirdiği zorluklar, sorunlar yüzünden arka plana atmadan daha hedefe , isteklere, geleceğe odaklı biri olarak çıkıyorum bu yıldan…

Kendimi, insanları ve hayatı daha iyi tanıma fırsatı buldum. Bu da bana daha az gergin, daha az şikayetçi, daha fazla kabullenmiş ama daha fazla kendime odaklı bir yaşamın kapısını açtı.

Yeniyim elbette bu yaşamda ama bu hali ile birlikte daha huzurlu olduğuma inanıyorum. Daha sakin oldum. Daha önceden beni sarsan, yıpratan olayların ardından kendimi daha hızlı toparlayabilme gücü elde ettim, hatta bazılarını yanımdan geçip giderken gördüm. Beni çarpmadan öylece hedefini bulamayan bir ok gibi, yanımdan geçip gitti.

Derler ya, saz gibi mi olacaksın, kökleri toprağın derinlerine inmiş ağaç gibi mi, buna karar vermek lazım.

Her ikisi de olabilmeyi öğrendim, daha da öğreniyorum. Sazın her türlü fırtına da eğilip büküleceğini biliyorum, ağacın ise küçük rüzgarlarda sarsılmadığını ama büyük kasırgalarda nasıl köklerinden koparılarak fırlatıldığını biliyorum.

Elbette yaşım itibari ile biraz daha köklerim toprağa uzuyor. Değerlerim, kimliklerim güç kazanıyor. Bu da beni daha ağaç haline getiriyor. Ama ara sıra saz da olmayı öğreniyorum. Rüzgara göre bazen eğilmeyi, esnemeyi, olduğum yerden koparılmadan sadece rüzgar geçene kadar kendime zarar vermeden hayatta kalabilmeyi öğreniyorum.

Zaman zaman nerede hangisi olacağımı göremiyorum zorlanıyorum ama biliyorum ki, onu da daha kolay yapacağım günler gelecek. Hayat zaten “mutlu” olunması gereken bir amaç değil, hayat “mutlu” olmak için harcadığın emek, o amaca giden yol, bir süreç bana göre…

Zaten bir amacım varsa ve onu elde edersem sona gelmiş olurum. Amaçlar, hedefler bunun için vardır. Ama bizi biz yapan, insan olduğumuzu gösteren o hedefe ulaşırken yaptıklarımız, gösterdiklerimiz, mutlu ettiklerimiz, üzdüklerimiz, hayat tam da bu işte, içinde bulunduğumuz o hengamede kendimizi nasıl ortaya koyduğumuz…

Önemli olan o hengamede, kendime ne kattığım, daha da önemlisi kimlere, nasıl dokunduğum onların hayatına ne kattığım…Asıl arkamdan miras bırakmak benim için bu…

Kendim için gelecek yıllardan dileğim, daha da dingin, ayakları daha da sağlam basan bir birey olabilmek.

Umarım gelecek yıllar için hepimiz kendimizde bulunan o bizi farklı kılan özelliklerimizi daha da ortaya çıkarır, hayallerimizi kaderimiz haline getirebiliriz.

Share Button