Profesyonel imaj için kıyafete dikkat !!!

peacock-tail-17125İşyerinde, kimlere bakarsınız?

Kimlerin kıyafetleri en çok dikkatinizi çeker?

Şahsen benim, ya temiz ve sade kıyafetler çok dikkatimi çeker ya da uç noktalarda kombine edilmiş olanları…

Profesyonel olduğunu iddia eden herkes, en az hissettiği kadar veya olmak istediği kadar profesyonel giyinmeye de özen göstermelidir.

Profesyonel giyim, bir çok çalışan için önemsenmese de, iş yaşamında; kişinin işi hakkında hissettiklerinin, iş hayatına verdiği önemin, işini ve firmasını ciddiye alıp almamasının ve elbette ayrıntılara özen gösterip göstermemesinin bir göstergesi olarak karşımıza çıkar.

Mükemmel bir dünyada yaşasaydık, herkes yaptığı işin kapasitesine göre yargılanırdı. Ama her şey o kadar kolay değil. Fakat hepimizin farkında olmadan yaptığı gibi, ilk izlenim herkes için çok önemlidir.

Her sabah seçtiğimiz giyinme şekli, işimiz hakkında ne hissettiğimizi yansıtır. Uyandığımızda kendimizi iyi hissetmediğimiz zamanlarda, eşofmanla bile işe gitme isteğimiz olmuştur, en azından hayatımızın bir günü aklımız eşofmanlarımızda kalmıştır.

Kurumsal firmaların kıyafet yönetmeliklerinde giyilecek kıyafetlerin, şekline, rengine kadar detaylı olarak anlatılmıştır. Ama bu tür yönetmelikleri olmayan veya serbest kıyafet günü uygulaması yapan iş yerlerinde çalışanların, neler giymemeleri gerektiğine şöyle bir göz atalım derim.

Madem konumuz eşofmandan açıldı oradan başlayalım;

Eşofman takımlarının üzerinde “Ben tembelim! Canım da hiç çalışmak istemiyor” diye yazar. Onlar evde veya spor salonlarında hayat bulurlar. Eğer eşofman için yanıp tutuşduğunuz bir gününüzdeyseniz, kot pantalonunuzun üzerine basit bir beyaz tişört ile kıyafetinizi tamamlayabilirsiniz. Eğer sıcak tutmasını istediğiniz bir şeyler de giymek isterseniz, üzerinize, basit pamuk ya da kaşmirden bir hırka ile kendinizi daha iyi hissedeceksiniz.

Eğer kendinizi çok hasta ve berbat hissediyorsanız ve yine de işe gitmek zorundaysanız, her zamankinden daha özenli giyinmeye zorlayın kendinizi… İşyerinde, kendinizi ne kadar iyi hissedeceğinize siz bile şaşıracaksınız.

Kadife taklidi süslü eşofmanlar, hoş gibi görünüyor olabilirler ancak büyük bir fiyat etiketinin olması, onların ince bir zevke sahip giysiler oldukları anlamına gelmez. Kadife taklidi maalesef işyerine uygun bir kumaş değildir. Süpermarkete giderken veya sosyetik bir caddede yürüyüş yaparken kullanmak için bu tip eşofmanları kullanmanız sizin tercihiniz olacaktır. Ama iş yerinde asla…Emin olun işe giderken, en rahat pantolonunuzu ya da en yumuşak pamuk eteğinizi giymeniz ve üzerine kabarık ve yumuşacık bir kazak almanız sizi eşofmanlarınız kadar mutlu edecektir.

Tuttuğunuz takımın formasını giyip, yüzünüzü boyamak da çok çekici gelebilir. Elbetteki stadlarda…Bu nedenle kendinize bir iyilik yapın ve formanızı evde bırakın ve süper taraftar eylemlerinizi işten sonraki saatlerinize bırakın.

Tayt ise, pilates, yoga, dans gibi aktivitelerin vazgeçilmezidir. Ama iş yerinizde asla uygun değildirler…Hangisi daha kötü? Aşırı renkli taytlar, fermuarlı kenarları olanlar ya da en kötüsü -ikisinin birleşimi. Çok tayt havasında olduğunuz bir gününüzdeyseniz, etek altına giyilen, koyu renk, opak taytlar gününüzü ve özellikle de kariyerinizi kurtarabilir.

Deri Pantolonu ise hiç denemeyin. Elbette, motorsikletinizle gittiğiniz bir rock festivalinde, barok tarzda tuvalet giymiş kadın çılgınlığı yaratmak istemiyorsanız veya bir rock grubunda çalışmıyorsanız. Kariyerinize son verirken “hevesimi alayım da gideyim” demenin en kestirme yolunu keşfetmiş olursunuz.

Sahne sanatçısı değilseniz, pullu giysiler, profesyonel yaşamda yer bulmaz. Tek istisnası vardır, koyu renkli bir bluzda temiz çizgiler halinde küçük bir süsleme ise (yani bunun dışında çok fazla süsleme yoksa) pullar uygun bir aksesuar olabilir. Ama bundan fazlası sizin kendinizi bir yıldız gibi hissetmenize, fakat sizinle iletişimde olan diğer profesyonellerin sizi zevksiz ve ucuz görmesine sebep olur. Bırakın iş yerinde kıyafetiniz değil,  çabanız ve zekanız parlasın. Çok pul sever biri iseniz, bu zevkinizi, aksesuarlarınızda yaşatın. Pulları kıyafetiniz yerine, yine de çok abartıya kaçmadan saatinizde, küpelerinizde veya kolyenizde kullanabilirsiniz.

Simler ise, her yere bulaşmasının yanı sıra, pullara kıyasla iki katı karışıklıkla, aynı sorunlara yol açar. Parlayan bir yıldız olabilirsiniz ancak simleri bırakın 13 yaşındaki yeğeniniz kullansın. Parıldamak istiyorsanız en fazla tamamlayıcı renkte pırıltılı bir far size bunu sağlayacaktır. O da her iş ortamında değil.

Bir önceki gün giydiğiniz giysiyi giymek ise özel hayatınız konusundan çok fazla malzeme verir. Bir kavga mı? Tek gecelik ilişki mi? Bir aşk macerası mı? gibi dedikodular havada uçuşur.  Hiç bir dedikoduya maruz kalmasanız bile, kendinizi bir önceki günden beri çalışıyormuş gibi hissedersiniz, ki bu da bezgin ve yorgun bir günü yaşamayı daha sabah saatlerinden itibaren kabul etmiş olmanız demektir. Eğer ani bir kararla o akşam evinize gidemeyecekseniz, ertesi gün işe tam olarak aynı şeyleri giyerek gelmeyin. Ya akşam çıkarken en yakın mağazadan üstünüze bir bluz, hırka vs. almaya çalışın, bir tişört bile yeterli olacaktır ya da ofisteki sırdaşınızdan ertesi gün için ödünç bir bluz getirmesini isteyin.

Kirli, yırtık pırtık giysileriniz varsa ve bunları kullanmak istiyorsanız, kariyerinizi evde, yer silmek veya toz almak için sürdürebilirsiniz.  Eğer işyerine şık ve bakımlı gitmeyi umursamıyorsanız, işvereniniz de sizi umursamayacaktır. Rahat yırtık kot pantolonunuzla biraz sıkan iş pantolonunuz arasında seçim yapmanız gerektiğinde, sağduyunuzun sesini dinleyin (işinizi elinizde tutmanızı söyleyen sesi).

Bütün gün masanızda oturduğunuz için oluşan kırışıklıklar normaldir ve bunu herkes anlar. Fakat çamaşır makinenizden çıkmış olmalarından veya bütün gece dolabınızın dibinde yığılmış bir biçimde durmalarından kaynaklanan kırışıklıklar, kesinlikle normal değildir. Tavsiyem iyi bir ütü edinin. Eliniz iğne iplik tutmuyorsa, mahallenizin terzisi ile ahbaplık kurmaya başlayın.

Çamaşır makineniz bozuksa, bu yazıyı bitirdikten sonra, en yakın servisi arayın ya da, size en yakın kuru temizlemeciyi bulmak için mahalle keşfine çıkın.

Mesaj içeren tişörtleriniz sizi sevimli veya komik gösterebilir. İtalyan Prensesi ya da Dünyayı Kurtaran Adam olabilirsiniz ama bu unvanlarınızı hafta sonlarınıza saklayın. Düz bir tişört giyin ve küçük esprilerinizi, gözlemlerinizi ve mesaj iletilerinizi özel yaşamınıza saklayın.

Defilede görev alan bir manken değilseniz, iş arkadaşlarınızın göbeğinizi görmek isteyeceğinden emin değilim. Köprücük kemiğinin hemen altından, dizin hemen üstüne kadar kapalı olmalısınız… İşinize, sektöre ve iş kültürüne bağlı olarak birkaç santim eksik ya da fazla olabilir. Ve kimsenin iç çamaşırınızı görmek zorunda olmadığını söylemeye gerek yok. Vücudunuzun şekli nasıl olursa olsun, çok sıkı giysiler sizi basit gösterir. İşyerleri, karın kaslarınızı ya da selülit izlerinizi göstermek için doğru yer değildir. Ne olursa olsun, size uyan giysiler içinde her zamandan daha iyi görüneceksiniz.

Kumaş saç tokaları takmanız, yükselmeye değil yenilenmeye ihtiyacınız olduğunu vurgulayacaktır. Fiyonklar ya da fiyonklara bağlı kurdeleler de kullanmamanız gereken aksesuarlardan… Bırakın onları ilkokula giden kızlarınız kullansın. En kötü ihtimalle lastik saç bandı kullanabilirsiniz.  Saçınızı geriye yatırmak için abartıdan uzak, tel toka, klips, koyu renk saç bandı olabilir.

Takı demişken, yığınla takı takmak da, ofis arkadaşlarınızı çileden çıkarabilir. Ağır gürültülü bilezikleri; özellikle bilgisayarların yoğun bir şekilde yer bulduğu iş yerlerinde; tüm ofisi çileden çıkaran gereksiz takılar haline getirmiştir. Kendinizi ofis arkadaşınızın yerine koyun ve tüm gün “şıngır şıngır” sesler çıkaran birinin yanında oturduğunuzu düşünün. Rahatsız etti değil mi? Canınız bilezik takmak istiyorsa, çok sayıda bilezik yerine tek ve büyük bir bilezik takın hem sade bir görüntü elde etmiş, hem de sesi minimize etmiş olursunuz. Arkadaşlarınızın arasında “koyun sürüsü” adı ile de anılmamış olursunuz.

Avize modelli sallantılıları veya dev halka küpelerinizi ise gece katılacağınız davetleriniz için saklayın. Takılarınızın plastik ve benzerleri, kararan, soyulan metal görünümlü olanlar, etnik çağrışımları olanlar, sahil kasabalarına özgü boncuk, deri, ip tasarımlar; ofis için seçilmiş kıyafetlerin kumaşı, dokusu, dikişleri, kupları ile birlikte kullanıldığında zarafetten ve şıklıktan uzaklaştırabilir. Bazıları sizi çok ucuz gösterebilir bazıları ise, henüz çocukluktan çıkamamış gibi…

Giydiğiniz kumaşın türüne göre, takı seçmenizde fayda var. Demek istediğim o ki, siyah bir pantalon ceket beyaz gömlek giyen bir kadının boynuna deri kayışlı deniz yıldızları takması pek uyumlu görünmez.

Eğer takı konusunda çok zorlanıyorsanız bir tane sallantılı olmayan inci küpe ve yüzük alın ve onu takın, garanti olsun. Yarı değerli taşlar ile hazırlanmış sade tasarımlar, küçük küpeler, zamansız çizgiler tekrarlandıkça kişinin stilinin de imzası olacaktır.

Cüzdanınız, çantanız veya pantalonunuzdan sarkan zincirler, ortaokulda okul müdürüne zarar veren çocukluğunuz içinizde kalmış gibi hissettirir. Kalkarken, yürürken, otururken ya da genel olarak hareket ettiğiniz her anda ses çıkarır ve dikkat dağıtırlar. Oranızdan buranızdan sarkan zincirlere, profesyonel yaşamda yer yoktur.

Aynı şekilde, pantalon, ceket, hırka gibi giysilerinizin cebine bozuk para koymayın, tabii ofis arkadaşlarınıza nerelerde dolaştığınızı duyurmak istemiyorsanız. Hele ki cep telefonlarınızı pantalonunuzun arka cebinde hiç taşımayın. Günümüzün akıllı telefonlarının boyutlarına bakılırsa pantalonunuzun ön cebinde de taşımak hiç hoş bir görüntü oluşturmayacaktır. Ayrıca cebinize koyduğunuz her eşya, ceplerinizi kanguru cebine döndürecektir.

Leopar ya da zebra desenli bir parça almak size o kadar da kötü bir fikir olarak gelmeyebilir.  Ancak bu trendi fazla yakından takip ettiğinizde sorunlar da başlar. Ofis yaşamı her ne kadar sizin için orman kanunlarından oluşsa da, bunu kıyafetinize yansıtmak çok hoş karşılanmayacaktır. “Leopar desenli bir şeyim olmadan asla dışarı çıkmam diyorsanız” tek parça leopar desenli bir aksesuar edinmenizde fayda var. Yalnızca ayakkabılarınız ya da yalnızca çantanız olabilir.

Şort, doğru giyildiğinde ofiste tarz olabilecek trendlerdendir. Ofisten çıkıp denize gideceğinizi düşündürmeyen ve kalçanızı ortaya çıkarmayan şortlar olmalı elbette…Tercihinizi, şehir şortları denen; diz hizasında ve güzel bir ceketle ve topuklu ayakkabıyla kombine edilebilen şortlardan yana kullanın.

Bunu söylemek bir kadın için çok zor ancak iş dünyasında, makyaj yapan kadınların daha iyi işlere girdikleri, daha çabuk terfi ettikleri ve daha çok para kazandıkları bir gerçektir. Hoşumuza gitse de gitmese de görünüşe önem veren bir dünyada yaşıyoruz ve görünüşümüze göre yargılanıyoruz. Bir araştırmaya göre yöneticilerin %64’ü makyaj yapan kadınların daha profesyonel göründüğünü, %18’i makyaj yapmayan kadınların “bu konuda çaba harcayamayacaklarmış gibi göründüklerini” söylemişler.

Makyaj yapamayacak kadar bilgisizseniz, internette bu konuda bir çok video bulabilirsiniz ya da kurslara gidebilirsiniz. Elbette, gece veya sahne makyajını adları üstünde olduğu gibi, gece veya sahneye çıktığınızda yapmanız koşulu ile…

Makyaj yapma fikrinden gerçekten nefret ediyorsanız, yalnızca bir ürün, özellikle ruj kullanmayı deneyin. Ruj görünüşünüze büyük bir etki yapabilir. Ancak bir renk seçerken güvendiğiniz bir arkadaşınızı da yanınızda götürün ya da tezgahtaki makyaj uzmanının yardımını göz önünde bulundurun. Eğer gündelik olarak kullandığınız güzellik malzemelerinin sayısı 10’dan fazlaysa, bunların sayısını azaltmalısınız. Yalnızca maskara, pudra ya da hafif bir fondöten ve allık kullanmayı deneyin. Sonucu gördüğünüzde şaşıracaksınız!

Yüzünüze dövme yaptırmayın. Bu konuda başka tavsiyeye gerek bile yok.

Uzun tırnakları sevseniz de eğer falcı veya medyum değilseniz, profesyonel bir çevrede tırnak uzatmanın kesinlikle bir sınırı vardır. Tırnaklarınız asla görevlerinizi yerine getirmenizi engellememeli ve altlarında kir toplanacak kadar uzun olmamalılar, bu şekilde görünüşünüze özen göstermediğiniz izlenimi verirsiniz. Özellikle bilgisayar ve akıllı telefon çağında bir toplantıda not almanız gerektiğinde uzun tırnaklarınızın sizi ne kadar zora sokacağı su götürmez gerçektir. Uzun(umsu) tırnaklarınız olsun istiyorsanız, gerekli bakımı yapın. Erkeklerin de özellikle aynı özeni göstermeli gerekir. Bütçeniz sıkışıksa, evde kendi çapınızda manikür yapabilirsiniz.

Ve lütfen özellikle kırmızı oje sürdüğünüzde, en ufak bir deformasyon görüyorsanız ya hemen yama yapın ya da ojenizi çıkarın. Yarısı çıkmış ojeler, bırakın profesyonelliği, bir kadın olmanın temel gereklerini bile yerine getiremediğiniz anlamına gelir.

Beyzbol şapkaları, kasketler, bereler, gazete satıcısı şapkaları, hepsi vitrinler ve moda dergilerinin vaz geçilmez unsurlarıdır fakat ofise uygun değildirler. Ofis dışında çalışmıyorsanız ve yüzünüzü güneşten ya da kafanızı soğuktan korumaya ihtiyacınız yoksa, şapka hileci ve güvenilmez olduğunuz izlenimi verecektir. Çünkü gözlerinizi ve yüzünüzü saklar. Şapkala,r genelde o gün saçına şekil veremeyenlerin bunu gizlemek için kullandıkları bir aksesuar olarak algılanır. Ve eğer, yöneticiniz veya bir iş arkadaşınız size “şampuan” denen mucizevi bir üründen bahsetmeye başladıysa, şapkanızı çıkarmanın zamanı gelmiş demektir.

Havalı çocuklar güneş gözlüğü takabilirler. Ama havanızı ofiste atmaya kalkarsanız, günün konusu siz olabilirsiniz. Zira sizin akşamdan kalma dereceniz üzerine, bahisler açılmış demektir.  Gerçekten akşamdan kalmaysanız, aspirin alın, kahve için, işe gitmeden önce mutlaka duş alın. Ama güneş gözlüğü takmayın.

Parmak arası terlikler sahilde giymek, parkta takılmak, köpeğinizi gezdirmek için son derece uygundur… Bunların hepsi hafta sonu aktiviteleridir ve hafta sonu giysilerinize uygundurlar. Eğer bir yüzücü değilseniz, işinize uygun bir ayakkabı değildir. Dışarıdan birinin bakış açısından bakmaya çalışın; gerçekten iş arkadaşlarınızın ayak parmaklarını görmek ister miydiniz? Evet, ben de öyle düşünmüştüm. Parmak uçları açık bir ayakkabının da gündelik giysi olması açısından tehlike içermeyen, benzer, havalı bir kalitesi vardır. Ayağınıza uygun ve parmaklarınız annesinin ayakkabılarını giymiş küçük kızlar gibi ayakkabının önünden kendini sokağa fırlatmıyorsa elbette…

Erkeklere gelince; gündelik makosenlerle ayaklarınız bir daha hiçbir zaman daha önce olduğu kadar özgür olamayacaklar, ancak okul yıllarındaki görüntünüzden kurtulmanın tam sırası… Artık profesyonel iş yaşamına adım atmış bulunuyorsunuz.

Bir diğer sahil ayakkabısı olan Crocs’lardansa aslında hiç bahsetmek istemezdim. Sahil kenarında oynayan küçük çocuk değilseniz, yapmayın, giymeyin o Crocs’ları… En kötü ihtimal arabanızı yıkarken, bahçenizi sularken giyebilirsiniz. Harika antibakteriyel ve kayganlık önleyici özellikleri olmasını anlıyorum ama kendi internet sitelerinde bile aslında “tekne/açık hava ayakkabısı” olarak lanse edilen bu giyecekleri, neden iş yerleri için tercih edebileceğinizi anlayamıyorum. Kabul edin, Crocs ofis için değildir.

Uggs’lar için ise gündelik hayatta bile şahsi düşüncem hiç olumlu değil ama ne kadar kronik bir Uggsmania olursanız olun, ofiste asla denemeyin. Dışarısı ne kadar soğuk olursa olsun, ne kadar hasta hissederseniz hissedin ya da akşamdan kalma olursanız olun, ofise ayaklarınızı sürüyerek ve Uggs giyerek gelmeyin. Ve pantolonunuzun paçalarını içlerine sokarak göstermeye çalışmayı aklınızdan bile geçirmeyin – ya da daha kötüsü- mini bir etekle eşleştirmeye çalışmayın. Siz bir profesyonelsiniz. Lise öğrencisi değil…

Bot giymek istiyorsanız, deri botları bir deneyin. Topuklu olmak zorunda değiller. Topuksuz ayakkabılar hem rahat hem de tarz ve klasiktir – böylece kısa bir süre sonra moda olmadığı için giymemezlik etmeyeceksiniz- ve sezonluk da değildirle;: külotlu çorapla ya da çorapsız, elbiselerle, eteklerle ya da pantolonla giyebilirsiniz.

Tamam yine de Uggs mı diyorsunuz, işyerinin önüne kadar Uggs’la gelip, yanınızda getirdiğiniz profesyonel görünümünüze uygun bir ayakkabı ile değiştirebilirsiniz.

Ve son olarak bel çantaları taşıyanlara bir çift sözüm var. Artık 2000’lerdeyiz. 80’ler dizi oldu. Sizi belki tatil beldeleri kurtarabilir diyeceğim ama artık tatillerde bile, bel çantaları kullanılmıyor. Çanta ihtiyacınız var ise, küçük el çantaları, omuza asılan çantalar, evrak çantaları gibi binbir çeşit çanta seçeneğiniz olduğunu hatırlatmak isterim. Bir deneyin memnun kalacağınızdan eminim.

Hediye aldığınız zamanları hatırlayın, ilk olarak gözünüze çarpan, havalı paketidir öyle değil mi? Havalı pakette gelen hediyeyi açmak için oldukça heyecanlanır, meraklanır, heveslenir  ve acele edersiniz. Gazete kağıdına sarılmış bir hediye bazılarımıza çok entellektüel gelebilir ama hediye hakkında da bizi şüpheye düşürür. Unutmayın iş yaşantınızda karşılaştığınız birinin, hakkınızdaki ilk 7 saniyedeki izlenimi, kariyeriniz için attığınız adımlarınızın yapı taşları olabilir. Sizi ilgiyle, heyecanla, merakla dinlemesi için önce giyinme tarzınızın negatif ön yargılara mahal vermeyecek şekilde olması gerekir.

Sonuç olarak, giyinme tarzınız, kişiliğinizin paketidir; beğenseniz de beğenmeseniz de görünüşünüze göre yargılanacaksınız.

Share Button