Etraf günlük güneşliktir ama onların başında hep bir bulut öylecene asılı kalır.
Ben onlardan biriyim.
Şanssızlardan…
Bu münferit bir olaydır deyip geçebileceğim bir durum değil.
Çok sık yaşadığım hep bir aksiliği aşmam gereken, olayların içinde kendimi bulduğum biriyim ben…
Bir organizasyon yaparım, mutlaka bir şey çıkar. Ya birileri hastalanır ya fırtına çıkar. Hani bir laf vardır, bir şeyin olması mümkün olmadığı ya da olamayacağı zamanlar için “Ağustos’ta kırmızı kar yağınca” olur derler ya…İşte size tavsiye, sakın ponu bana söylemeyin. O Ağustos’ta o kırmızı kar yağar çünkü…
En basitinden bir tatile gitmek istediğimde, hep aksilikler çıkar ya kıl payı ucundan dönerim ya da gidemem. Ya da gittiğimde sıkıntılı durumlar yaşarım.
Sharm-Mısır’a tatile gitmek istediğimde Sharm’ın turistik bölgesinde bomba patlaması ve yatırdığımız paraları yurt içi tatile çevirmek gibi mesela…Ha sonunda gitmedik mi Sharm’a gittik. Yaklaşık 50-60 yıldır hiç yağmur yağmayan çöle yağmur yağdı. Mısır’lılar şaşkındı, yün bere ve eldiven giydiler bizim dalış yaptığımız sıcaklıklarda…
Ya da, New York’a gittiğimde Michael Jakson’ın ölmesi gibi…Venedik’i su basması gibi, öncesi ve sonrası güneşli olup içinde bulunduğumuz sürece Prag’ın bulutlu ve soğuk olması veya izin alıp heybeli ada’ya gittiğim günler fırtına çıkması, iznimin bittiği gün güneşin en sıcak hali ile Istanbul2u kavurması gibi…
Hep havalardan söz ettim ama çıkmayan piyangolar, diğerleri vızır vızır giderken benim bulunduğum duran şeritler, bir türlü tam kapasite ile kullanamadığım illa bir arızası çıkan bilgisayarlar, cep telefonları…
O nedenle hep düzeni şaşırtan işler yapıp, son dakika organizasyonları ile talihimi şaşırtıyorum. Yani talihsizliklerimden hızlı davranabilirsem, kafamdaki bulutlardan kaçtığım arada hayatımı idame ettirmeye çalışıyorum.
Hepinize bol şanslı iyi hafta sonları