Bayram sabahları nedenini bilmediğim bir şekilde, “bugün bayram erken kalkın çocuklar” şarkısı ile uyanırım. Daha gözlerimi açmadan birden bire aklıma düşüverir.
Bunun için evde olmam gerekmez, tatilde, yurt dışında, hatta mutsuz bayramlarımda bile aklıma birden geliverir. Daha gözümü açmadan, beynim uyanır uyanmaz şarkıyı mırıldanmaya başlarım.
Çok şen şakrak mutlu neşeli bayramlarım oldu diyemem aslında…Normal sıradan, hatta o kadar sıradan ki bayram sabahı bile herkesin görevi belli olan bir ailede büyüdüm. Fazladan yaşadığım bir şey olmadı hiç. En beni mutlu eden kısmı, okul olmayışı ve geç kalkıyor olmamdı sanırım, tabii annemin izin verdiği ölçüde…
Ben öyle yeni elbiseler alınıp yastığımın altında ayakkabılar sakladığım türde bir çocukluk da geçirmedim. Bu konuda konuşulanları, anlatılanları gülümseyerek dinlerim.
Sadece bayramlarda yeni elbiseler alınmazdı bana…Babam bu konuda elinden geldiğince gerektiği zamanlarda eksiklerimi tamamlardı. Şanslı çocuktum ben…
Tüm bunlara rağmen bu kadar yıl geçmişken hala neden aklıma bu şarkı gelir, neden mırıldanırım, neden tüm gün boyunca biraz kendimle baş başa kalacak fırsatım olduğunda,beynimin içinde bu şarkı dönüp dolaşır bilemem.
Ama en kötü bayramlarımda bile beynimde dönüp dururken biraz olsun neşelendirir beni, biraz olsun çocuk olmanın ne olduğunu hatırlarım, mutlu olurum.
Fakat bu mutluluk, her kurban bayramında kocaman bir çelişki ve çıkmazın içine düşmemi de sağlar. Ben çocuk neşesi içine girdiğim o sabahlarda, sokağa çıktığımda kamyonların arkasında kesilmeye götürülen koyunların ve danaların gözlerine bakamam. Bu çocuksu neşe içindeyken bu yaptığımın iki yüzlülük olduğunu düşünürüm.
Bir canlıyı, sıcacık atan minik bir kalbi sırf bir tabu uğruna kurban etmenin mantığını hangi çocuğa anlatabiliriz ki?
Bazen hayal gücüm çok çalışır ve şu bilim kurgulardan biri canlanır gözümde…
Hani hayvanların dünyayı ele geçirdiği ve her sene insanları kurban ettiği türden filmler yapılsa diye düşünürüm. Yapılsa ve gösterilse acaba o insanlar ne hissederler diye hayal ederim?
Onlardan tek farkımız beynimizin ön lobu olması..Ve biz bu gücü onları kesmek için kullanıyoruz. Ben anlamakta gerçekten çok zorluk çekiyorum. Ve sırf bu yüzden her bayram mırıldandığım o şarkı; gözlerim bir kamyon kasasının arkasındaki o masum gözlere takıldığında, dudağımda donup kalıyor ve ağlıyorum.
Keşke o meşhur hikayede İbrahim Peygamber’e bir kurbanlık koyun verilmeseydi de, “git bir çocuğu sevindir” denseydi.
Ben bu bayramı pek sevmiyorum ama adettendir, hepinize iyi bayramlar diliyorum.