Vegas’da Olan Vegas’da Kalır

1900’ların başına kadar, demiryolu geçiş istasyonu olması sebebiyle mafya ve organize çetelerinin elinde olan Las Vegas, 1931 yılında kumarhanelerin ABD’de legal statü kazanması ile birlikte, eski bir gangster olan Bugsy Siegel; Flamingo Hotel ve Casino’yu kurarak, şehrin kumarhane merkezi haline gelmesini sağlamış.

Las Vegas kumar şehri olduğundan şehri ziyaret edeceklerin de zengin olduğu kabul edilerek, Türkiye’den direkt uçuş biletleri, Amerika’nın diğer şehirlerine olan bilet fiyatlarına göre oldukça pahalı. Los Angeles’e uçup, araba kiraladıktan sonra Las Vegas’a gitmek daha uygun fiyata gelmekle birlikte, Los Angeles’i de görmek ve gezmek yanınıza kâr kalacaktır.

Mojave Çölü, yapay bir şekilde bir vahaya çevrilmiş durumda. Zenginlik, ihtişam, ışıklar nereye bakacağınızı şaşırdığınız her an her yerden farklı bir şeyin karşınıza çıkacağı bir şehir Las Vegas…

“Vegas’ta olan Vegas’ta kalır” mantığı ile her şeyin serbest olduğunu sandığımız bu şehirde, tek bir şey yasak o da uyuşturucu…

Şehrin gezilmesi için herhangi bir mevsim tavsiye edemem. Zira, şehir aslında birbirine bağlantılı otellerden ve kumarhanelerden oluşmuş. Hayatınızı tamamen gün yüzü görmeden bile geçirebileceğiniz, bunun için de sadece iyi spor ayakkabıya ihtiyacınız olabilecek bir şehir. Oteller o kadar büyük ki, bir otelden bir otele giderken gerçekten çok yorulabilirsiniz, bu nedenle şık olacağım diye ayağınıza sizi rahatsız eden bir ayakkabı kesinlikle giymeyin. Ve eğer her bir mekanın cazibesine kapılıp, nerede olduğunuzu unutursanız, özellikle hotel lobilerinde ve kumarhanelerinde asılı tabelalar size iyi bir yol gösterici olacaktır. Gezmeye başlamadan, hotelinizin resepsiyonundan edineceğiniz Las Vegas hotellerinin konumlanmış bir haritasını yanınızda bulundurmanızı tavsiye ederim.

Her hotelin kendine has farklı bir konsepti var. Eğer hotellere iç bağlantılar değil de, Vegas sokaklarını kullanarak, arabanız ile gitmek isterseniz, sizden park ücreti almıyorlar. Otellerine gidip, kumar oynadığınızı düşündüklerinden park parası gibi küçük şeylerle sizi rahatsız etmiyorlar. Arabınızı kesinlikle valeye vermenizi tavsiye ederim. Park yerini ve arabanızı aramak oldukça zamanınızı alacaktır.

Vegas’a gidip de, gezip görmekten zaman bulamayıp tek kumar oynamayan kişi olarak şunu söyleyebilirim, Vegas sadece kumar şehri değil. Aynı zamanda ihtişamlı gösterilerin yer aldığı bir şehir.

Her otelin kendi gösteri merkezinde yer alan farklı konuları içeren, Cirque Du Soleil gösterilerine katılmadan geri dönmeyin derim. Özellikle bir kaç Cirque Du Soleil gösterisi izlemiş biri olarak mutlaka, “O”’ya gidin. Sahne büyüklüğü, ihtişamı, emek, koordinasyon, takım çalışması, görsellik, müzik aradığınız ne varsa hepsini bir arada bulabileceğiniz Cirque Du Soleil’in en muhteşem gösterilerinden biri “O”… Hotelinizden, sizin için bilet ayarlamalarını isteyebilirsiniz. Bizim konakladığımız Hotel Mandalay Bay çalışanları bu konuda çok iyiler, aynı hizmeti diğer hotellerden de alabilirsiniz. Üstelik, hotel müşterisi olarak, bileti internetten veya gösterinin kendi gişesinden aldığınız fiyattan daha düşük bir fiyata alabiliyorsunuz. Bizlerin, hotellerden satın aldığımız herhangi bir şeyde daha fazla ödeyeceğimiz ön yargısı yanlış kararlar vermemize sebep olabiliyor. Siz siz olun, öncelikli olarak hotelinizin gösteriler ile ilgilenen masalarına bu konuda danışın.

Las Vegas’da çok anlatılacak yer var ama özellikle ilgimi çeken ve bu yazıya sığdırabileceğim bir kaç hotel içi mekandan bahsetmek isterim.

Bellagio Hotel’in, bahçesini mutlaka görün. Özellikle konuşan ağaçları ve muhteşem çiçekleri, çimden yatakları, ahşap köprüleri burayı görülmeye değer hale getiriyor.

 BellagioHotel_KonusanAgac_LasVegas-960x641

Bir diğeri ise, The Venetian Hotel’inin, San Marco meydanı. Hotel içinde gondol gezisi yapmak isteyenler için muhteşem bir konsept. Meydan’da güvercinler uçuşurken bir kahve yudumlamanızı ve İtalyan operalarını dinlerken az önce gondol ile gezdiğiniz sularda, Vegas’ta evlenen gelin ile damatın “O Sole Mio” şarkısı ile gezmesini seyretmenizi tavsiye ederim.

Bir diğeri ise, The Venetian Hotel’inin, San Marco meydanı. Hotel içinde gondol gezisi yapmak isteyenler için muhteşem bir konsept. Meydan’da güvercinler uçuşurken bir kahve yudumlamanızı ve İtalyan operalarını dinlerken az önce gondol ile gezdiğiniz sularda, Vegas’ta evlenen gelin ile damatın “O Sole Mio” şarkısı ile gezmesini seyretmenizi tavsiye ederim.

Bir başka hotel ise, New York New York Hotel. İçerisinde yer alan sokak kafeleri, dükkanlar, restaurantlar sizi bir otelin içinde değilmiş de, sanki New York sokaklarındaymış gibi hissettiriyor.

RainforestCafe-LasVegas-960x641

Nereye bakacağınızı şaşıracağınız, sizi çocukluğunuza döndürecek, müthiş ambiansa sahip bir diğer mekan da MGM Hotel’deki, Rainforest Cafe…Mutlaka gidin ve hem fotoğraf çekin, hem de bir şeyler için derim. Çoluk çocuk için hediyelik alış verişi yapayım derken, kendinize de bir dolu hediye alıp çıkabilirsiniz. Ve benim için en hayran kaldığım iç mekanlardan biri ise, içinde koca bir alış veriş merkezi olan Forum Shop’u barındıran Caesars Palace. Yanlış anlaşılmasın bu mekan alış veriş yapmak için değil gezmek için mükemmel. Elbette oldukça pahalı Fendi, Gucci, Cartier gibi dev markalardan alış veriş yapmak isteyebilirsiniz. Fakat alış veriş merkezini gezerken, gökyüzünün güneşli, bulutlu olduğunu görüp de, bir süre sonra gece olduğunu ve yıldızların, ayın çıktığını fark ettiğinizde saatinize bakıp da henüz öğle 12:00 olduğunu gördüğünüzde şaşırmayın. Zira gökyüzü de aynı Vegas gibi yapay. Önce fark etmeyerek, gerçekten açık gökyüzü altında gezdiğinizi sanıyorsunuz. Ta ki anlamsız bir saatte hava kararana kadar.

Hazır Forum Shop’tayken, Cheesecake Factory’i mutlaka ziyaret edin ve ağız lezzetinize uygun dilediğiniz cheesecake’i afiyetle yiyin derim.

Bu merkezin, oldukça eğlenceli bir diğer yanı da, bir anda bildiğiniz mermerden yapılmış heykellerin hareketlenerek birbirleri ile savaşmaya başlamalarını seyretmek oluyor. Sakin sakin duran heykellerin bir anda hareketlenmeleri ve savaş sonrası tekrar aynı sakin mermer konumlarını alması şaşırtıcı ve hayran bırakıcı bir keşif oluyor. Stratosphere_XScream_LasVegas-960x641

Las Vegas’ın gerçek gökyüzüne çıkacak olursak, mutlaka 329 metre yükseğe, Stratosphere’e gece gitmenizi tavsiye ederim. Hem Air Bar’ı görmüş olursunuz hem de Las Vegas’ın gece ışıklarına doğru heyecan dolu bir aktivite olan, X-Scream’i yapma fırsatı bulursunuz. Kalbi, yüksek tansiyonu, panik atak vs hastalıkları olanların seyretmelerini bile tavsiye etmem.

Ya da, New York New York Hotel’den binebileceğiniz, dünyanın ilk coasterı olan The Big Apple Arcade’a binebilir, 180 derecelik dönüşlerle, çığlık çığlığa eğlenebilirsiniz.

“Maceracı ruhlara engel olmayayım, ben sakin takılayım” diyorsanız, Bellagio Hoteli önünde belirli saatlerde yapılan, su, müzik ve ışık gösterisini mutlaka seyredin ve ardından da The Treasure İsland Hotel önündeki kocaman Korsan gemileri ile korsanların savaşlarına tanıklık edin derim. Korsan kızlara hayran kalacağınızdan hiç şüphe yok.

Özellikle, Outback’te Ribeye ve Bloomin Onion yemeden dönmeyin. “Bloomin Onion” ile soğanın bambaşka bir lezzetini keşfetmiş olacaksınız.

Yine Mandalay Bay otel içindeki Bayside Buffet, açık büfe kahvaltı, brunch, öğle veya akşam yemekleriniz için özellikle her türden yiyecek ile karşılaşabileceğiniz ideal bir restaurant. Amerikan kahvaltılarından bıktığınızda, peynir, zeytin, meyve gibi bizlerin kahvaltı anlayışına uygun bir şeyler bulabileceğiniz nadir restaurantlardan biri…

Ayrıca Mojave Çölüne giderken, mayonunuzu yanınıza almayı unutmayın. Çölde, denize girme zevkinden yoksun kalmanızı tavsiye etmem. Otellerin beyaz kumlu plajlarında serin bir şeyler yudumlayıp ara sıra dalga havuzlarına girmek, Las Vegas’ı farklılaştıran aktivitelerden biri.

“Beton binalardan oluşmuş, ışıklarla insanların gözünü aldıkları yapay bir yer ama hadi bir gidelim bakalım” dediğim Vegas, gerçekten benim için çok farklı bir deneyim oldu. Bir yapaylık ancak bu kadar zevkli ve ihtişamlı yapılabilirdi. Dünya üzerinde bir çölden yaratılmış, görseli bu kadar güzel bir şehir daha olamaz diye düşünüyorum.

“Ölmeden önce görülecekler” listenize ekleyin, derim.

Share Button