Affedilmeyenler…

Yaşamınızda affedemediğiniz kimler var?

Boğazınıza düğümlenen bir türlü söyleyemediğiniz kelimelerin sahipleri kimler?

Bir gün, Bir gün karşılıklı geldiğimde söyleyeceğim diye kendi kendinizi yiyip bitirdiğiniz ama ya karşılıklı gelemediğiniz ya da gelip de söyleyemediğiniz, belki de karşısında donup kaldığınız kimler?

Kendinize neden bunları onun yüzüne söyleyemedim dedikleriniz var mı hayatınızda? Olup olmadık yerde aklınıza gelen içinizden çıkartmak istediğiniz koca bir çuval…

O yargı gününün bir gün geleceğine inandırarak kendinizi, uykuya dalmaya çalıştığınız kişi? Var mı hayatınızda bu insanlar?

Onunla yaşadığınız olayları dondurup dondurup buzluğa attıktan sonra ara sıra buzdolabının kapağını çıkarıp baktığınız, belki de çözdürüp tekrar dondurduğunuz olaylar, kişiler…

Size hayatınızın bir dönemini zehir etmiş belki de etmekte olan…Ama bir türlü ona bunu söyleyemediğiniz, söyleyemediğiniz için daha da bilendiğiniz her geçen gün bileyip durduğunuz kininizi kusmak istediğiniz kişi… Kim o?

Belki de en yakınınız, öyle ya, insanın içini ancak en yakınındaki acıtır. Tahmin etmediğiniz birinden aldığınız darbe, en acısıdır. Belki de, yakınınız değil ama şartlar nedeni ile bir türlü hesaplaşamadığınız kişilerdir onlar…Bağıra bağıra hesaplaştığınızda, size daha da zarar vereceğini bildiğiniz olaylar zincirinin kahramanıdırlar belki de, bu nedenle susmak zorunda kaldığınız, devamlı boğazınıza yapışmış bir çift elle, mutlu eş, iyi anne, fedakar baba, lider yönetici, vefakar arkadaş, hatırnaz akraba, belki de iyi öğrenci, başarılı iş adamı olmaya çalıştığınız anlar…

Gıyabında hayal kurduklarınız kimler? Belki bir gün size dönmesini bekliyorsunuz, belki pişman olmasını, hatasını anlamasını belki de…Sizi aramasını, her şeyi anlamasını…O hayalini kurup da bir türlü gerçekleşmeyen karşılaşmayı kafanızda en ince ayrıntısına kadar tasarlıyorsunuz ya da… Karşılıklı geldiğinizde, yapacağınız hareketi, davranışı, ses tonunuzu hatta mimiklerinizi bile prova ettiğiniz kişi…Omuzlarınızdaki yük, midenizdeki taş, sırtınızdaki bıçak kim?

Kimi ya da kimleri taşıyorsunuz küfenizde? Sizi kullandı mı, zarar mı verdi, uçurumun kıyısında yalnız bıraktı belki de…Hesaplaşma gününü bekledikçe ağırlaşan küfede kim var? Kim çalıyor uykularınızı, en güzel anlarınızı, kariyerinizi, arkadaşlığınızı, hayatınızın bir dönemini belki de tamamını…

Neden kurtulamıyoruz bu kişiden? Bir gün tek bir gün, bir hastalığa yakalansa, “kendisini benim gözümden görme” teşhisi koysalar ve o gün sadece o gün, ben o olsam, o ben olsa?

Share Button