Araştırmacıdan çok araştırmacılar…
Vardır vardır…
Siz, “ben eğlenceli bir mekan arıyorum, mesela doğum günü yapacağım” diye düşünürken ” parası da uygun olsun, toplanalım eğlenelim” diye hayli haylaz bir fikir gelir oturur tam ön lobunuza… Bir de içinizde durmaz bu haylaz fikir, gider birine taşıverirsiniz.
Birine???
Söylediğiniz saniyede yaptığınız yanlışı anlamanız size bundan sonraki hayatınızı kolaylaştırmayacaktır, denemeyin. Denemişden feyz alın.
Hayat artık sizin için ağlarını örmeye başlamıştır. Ve o meşhum gün gelene kadar bu tipten kurtulmanız mümkün değildir.
Daha o saniyede size bir öneride bulunur. Ballandıra ballandıra anlatır; Dibine Kadar İçeriz Bar’ın ne kadar eğlenceli ve güzel bir yer olduğunu, yemeklerinin yenmediğini yanında yatıldığı için para alındığını, muhteşem canlı müzik yapıldığını falan filan…Bir an aklınızdan “buradan komisyon mu alıyor ayol, ne kadar övdü burayı” diye geçer, sonra pişman olur “yahu yardım etmeye çalışıyor, ben de ne kadar kötü niyetliyim” diye düşünürken bulursunuz kendinizi…
Anlatıklarından mekan kafanıza pek yatmaz. “Tamam biraz daha araştıralım, bakalım” dersiniz.
İki saat sonra aklınızdan tamamen uçup gitmiş, iş batağına gırtlağınıza kadar batmışken, koridordan karşınıza çıkıverir araştırmacıdan çok araştırmacı karakter… “Bak ben bir kaç araştırma yaptım, Sabaha Kadar Eğlence Cafe’de çok eğleniliyomuş” diye hemen konuya dalar. “bak bir kere gidin sonra müdavimi olursunuz, müzikleri falan çok güzel, yemekler bir harika…” diye size sunuma başlar. Ne olduğunu anlayıp, hayal meyal eğlence mekanı aradığınızı hatırlar gibi olursunuz “Aman” dersiniz “bu kadar işimin arasında galiba bir yer bulmuş, iyi oldu… “ derken; “Ne tür müzikler çalıyor” diye detaylara girmek istersiniz, cevap hemen gelir, “pop, caz, eskiler, ne bileyim her şeyden…”
-ne bileyim her şeyden?
-ben gitmedim ama giden biri bir arkadaşımı tanıyor o tavsiye etti.
-!!!
Haydaaaa o arkadaşın arkadaşı da kim? Nasıl biri, zevklerimiz uyuyor mu bakalım, arkadaşımın arkadaşının arkadaşı benim de arkadaşımdır deyip de, güvenmeli miyim zevklerine, yoksa kör gözüne parmak artık ne çıkarsa bahtıma diye yürümeli miyim bu araştırmacıdan çok araştırmacı arkadaşın izinden diye düşünürken, bu saniyeler süren dinleme-anlama-özümseme üçgeninden; zat-ı muhteremin “aaa dur yaa Limitsiz İç Zıbar Meyhane vardı bir de ona bakayım ben, dur sen telaşlanma ben bulacağım sana bir yer” demesi ile sıyrılırsınız, hızla uzaklaşırken yanınızdan bakakalırsınız gidenlerin ardından…
Akşam evinize ulaşmış, yemeğinizi yemiş, TV karşısında şekerlemeye başlamışsınızdır ki, telefonunuz çalar. Yine o !!! Heyecanlı !!!
“Baksana hatırladım bir Tıkanana Kadar Ye Restaurantına gitmiştik, yemekleri muhteşem muhteşem ben aklıma gelir gelmez hemen aradım, yer ayırttım, oradan başka bir yer olmaz, bak gerçekten o kadar aradım ama şimdi buldum en iyi yer burası” der, siz daha ağzınızı açamadan kapatır telefonu, ahize ile bakışır kalırsınız, şaşkın!
Ertesi gün iş yerinde kapıda karşılaşırsınız, “ne yaptın bir yer bulabildin mi,” diye sorar, siz daha “e dün akşam hani yer ayırtmıştın” diyecek olursunuz, “dün akşamki yeri ben iptal ettim, yok içime sinmedi orası” der “ama bulacağız bir yer bak çok eğleneceksiniz merak etme, endişelenme” diyerek uzaklaşır yanınızdan…
Artık “eğlenecek miyiz ne yapacağız yeter artık gelsin şu gün, başlasın bitsin kurtulayım” derken bir yere karar verirsiniz, herkese bildirirsiniz. Herkes onaylar kimse tarafından sorun yoktur ama araştırmacıdan çok araştırmacı; tam da alternatifleri elemiş 2 ye indirmişken gelir yanıbaşınıza, başlar konuşmaya;
-bak bence 1. alternatifin müzikleri çok kötü diye duydum, 2. alternatifde de yemekten zehirlenenler olmuş. Sen hiç Yeter Artık Club’a gitmiş miydin?
– !!!
