Korku İmparatorluğu

Korku ile yaşayan ve beslenen insanlar vardır. Patrondan korkar, birini kızdırmaktan korkar, yanlış yapmaktan korkar, yanlış bir şey söylemekten korkar, yanlış düşünmekten korar, sorgulamaktan korkar.

Ben de bunlardan korkmaktan korkarım.

Bu nedenle de, aklıma geleni, yanlış gördüğümü, içime sinmeyeni söylerim.

Söylerim ki, önceden haber verdiğim durumlara veya olacaklara tedbir alınsın ya da, olmuşlar içinde payımızı bilelim bir daha olmaması için önlemimizi alalım.

Ama her zaman yaptığım bir hatayı her zaman yapmaya devam ediyorum. En büyük hatam “Hastalıklı düşünceler bunlar, komplo teorileri kuruyorsun, adama kızgınlığından söylüyorsun, ya da, öyle yapılması işine gelmiyor” düşüncelerini taşıyanlarla, yaşamak da ısrar etmemdir.

Aslında düşününce; en büyük hatam ile aynı sırayı alacak bir başka en büyük hatam da tüm bu düşüncelere rağmen ısrarla, yanlışları, olacakları, sömürgenleri, sürüngenleri, engellemeye çalışmaktır.

Sana ne değil mi ama? Alan memnun satan memnunken, neden çarka çomak sokarsın, amacın nedir?

Sen de kork!!! Böylece kimseye bir şey söyleme, duyma, görme, 3 maymunu oyna, eminim hayat böyle daha güzel olacaktır.

Sonunda, olaylar doğal yollardan gelişecek, söylemediğin zaman ne şekilde, kime ne olacaksa olacak. Bu noktada tek seni tatmin etmeyen şey ise “ben demiştim” klasiğini söyleyememiş olmaktır.

Ama her zaman öyle olmuyor, korkularımızı kendimiz beslediğimiz gibi, bundan beslenen bazı kaynaklar da, bu korkuları besler. İşlerine gelen şekilde besledikleri korkularımızla yaşamak artık bir süre sonra azap haline gelmeye başlar. Tabii farkındaysak !!!

Farkında değilsek zaten hayat, küçük bir kasabada yaşayan bir kedininki kadar rahat ve kolaydır.

Share Button