Daha sonra anladım ki, aslında zorlarla uğraşmak zevkli…Kolayları babamın da dediği gibi herkes yapar, ama zor işleri başardığınızda daha fazla zevk alırsınız. Benim için de öyle oluyordu. Hep zorlarla uğraşıyordum, zorları başarıyordum bazen başaramıyordum da…Ama kolaylarda hep bir çakılıp kalma alışkanlığım vardı. Ama yine de zorların tatmini, verdiği haz bambaşka idi.
Yaşım daha da ilerledikçe, artık zorlardan da hoşlanmamaya başlamıştım. Çünkü yorulmuş, sıkılmıştım. İnsanların kolay elde ettikleri şeyleri gördükçe “neden ben de elde edemiyorum, her şeyim bu kadar zor olmak zorunda mı” diye, söylenip duruyor, pes etme noktasına geliyordum.
Fakat son bir kaç aydır artık benim ilan edilmiş katıksız bir zorları kendime çekme başarımın olduğunu gördüm. Hayatın en kolay yaşanabilecek güzelliklerinde bile bir zorluk bulabiliyorum Ben aramasam bile hatta uzak da durmaya çalışsam, o zorluklar gelip beni buluyor. Bazen “hah tamam şimdi kolay oldu galiba” dediğim şeyin, aslında arkasında zorluklardan oluşan kocaman bir buzdağı barındırdığını görüyorum.
İnsanlar, duygular, kelimeler, yaşanmışlıklar ve hayat…Hepsi bir bütün halinde en zor halleri ile karşımdalar. Ve ben artık zevk amaya çalışmakla birlikte, edindiğim bir şeyleri idame ettirmeye çalışıyorum zorlanarak…
Karşımdaki hayatımda gördüğüm en zor insana, bir şeyler anlatmaya çalıştığım anlarda, sanki kendime bir ayna tuttuğumu fark ettim. Ve en başından beri nedenini bulamadığım hayatımın sorularından olan “neden ben” sorusuna cevabımı bir gün o insana bir şeyler anlatırken zorlandığımda fark ettim. Aslında zor olan kimse, hiç bir olay, hiç bir kelime değildi. Zor olan şey tam olarak bendim. Herşeyi zorlaştıran ve sonra da o zorlukları aşarak bundan zevk alan ben…Kendimin ne kadar zor olduğunu anladığımda, aslında aylardır karşımdakini değil kendimi ikna etmeye çalıştığımı fark ettim ve onun bunu fark etmem için karşıma çıkarıldığını…
Sanki kendimi karşıma almış, habire her şeyin aslında bir kolayı olabileceğini anlatıyordum. Hayatın ne kadar güzel olabileceğini, insanların her zaman bu kadar kötü düşünceye sahip olmayabileceklerini, hayatın hiç de o kadar zor olmadığını…Bunları karşıma kendimi almış durmadan anlatıyordum. İnanarak veya inanmayarak…Ama söylediğim her kelime beni arkamdan vuruyordu.
Aslında hayatı zorlaştıranın tam da kendim olduğumu fark etmemi sağlayan dostum, benim için hiç bir zaman hayatıma girip, çıkan insanlardan olmayacak. Hayatımda ve ruhumda kalıcı bir çentik açtı ve umarım bir gün o da bana yaşattığı farkındalığı yaşatabilecek biri ile karşılaışır.