Kalp mantık savaşları

Dünyanın en eski savaşıdır herhalde, bir insanın kalbi ile mantığının girdiği savaş….

Hiç de bitmeyecek savaşı…

Mantığın istediğini, kalp beğenmez, kalbinin istediğini mantığın…

Bir araya geldikleri, o çok az ender bulunur nadir mi nadir anlarda ise, huzur bulursun.

Yoksa kalbin bir yana mantığın bir yana gider, savrulur, dağılırsın.

Mantıklı bulduğunu kalbine dinletemezsin, kalbinin sana yaptığı baskıyı mantıklı bulmazsın.

Tüm kavşaklarda durur, bir sağa bir sola bakarsın.

Karnına sancılar girer, baş ağrıları tutar, uykusuzluklar peşini bırakmaz, seçmek zorunda kalırsın…

Kimi zaman kariyerin, kimi zaman yaşayacağın şehir, kimi zaman elini tutacak biri için yaparsın bu seçimi…

Kimi zaman umudu seçersin kimi zaman umutsuzluğu, kimi zaman kolayı, kimi zaman da zoru…

Ama her seçiminde ya mantığını dinlersin ya da kalbini…Ya bırakıp gidersin birini kalbin acıyarak ama mantığın baskın çıkarak, ya da tutarsın birinin elini, kalbine güvenerek…

Öylecene kala kalırsın yol ayrımında, kalbin mi, mantığın mı…

Kalbin “buradan gidelim” diye tutturur, çekiştirir mantığını, mantığın anlatmaya çalışır neden kalbini dinlememen gerektiğini…Aslında ikisi de bilir, diğeri olmadan berikinin tam olmayacağını…

Kiminin mantığı galip gelir, içinde kırık tarifi belirsiz duygularla…

Kiminin kalbi galip gelir, kafasındaki şüphelerle…

Kalbinin ve mantığının aynı yolu seçtiği kendinden emin olduğun o yol ne kadar huzur verici ise, bir yol seçemediğinde içinde bulunduğun kırık duygular ve beynindeki gelgitlerle kalmak da, o kadar zor ve yorucu…

Share Button