Ah biz kızlar…

Öyle kodlanıyoruz ki küçükken, en özgür, en ayakları yere basanımız bile bir gün geliyor, birlikte olduğu erkeğin düşündüğüne, beğendiğine, sevdiğine sevmediğine göre hareket ediyoruz.

Öyle bir gün geliyor ki belki de bazılarımız artık hiç farkında olmadan sadece onun isteklerini yapmaya başlıyoruz. Ta ki bir gün biri sizi uyandırana kadar…

Biz yaptıklarımızın kendi düşüncelerimiz olduğunu sanıyoruz ama onları düşünmeden hareket ettiğimizin farkına vardığımızda, aslında hiç de kendi isteğimize göre yaşamadığımızı görüyoruz.

Eminim en “ben yapmam öyle şeyler, benim isteklerim ön plandadır” diyen bile bir gün alışveriş yaparken alacağı bir eteğin etek boyu ile ilgili olarak eşinin, sevgilisinin hatta oğlunun bile ne diyeceğini düşünmüştür. En “özgürüm” diyenimiz bile, yanında sevdiği erkek varken, bir erkek arkadaşı ile karşılaştığında her zamankinden biraz daha çekingen her zamankinden biraz daha seviyeli davranmıştır. En “ben takmam onun ne düşündüğünü” diyen bile, saçlarını boyatırken sevdiğinin ne tepki vereceğini düşünmüştür.

Mutlaka ama mutlaka bir yerlerde onların bizim hakkımızda ne düşüneceğini düşünmüşüzdür ve ona göre karar vermişizdir.

Babamız, abimiz, kardeşimiz, eşimiz, sevgilimiz veya oğlumuz da olsa bir şekilde onların dediklerini hep dikkate almışızdır. Hepimizin hayatında bir erkek vardır, ne düşündüğünü önemsediğimiz…

Elbette bu kötü bir şey değil ama her kararımızın arkasında aslında onlar varsa ve biz kendimiz veriyoruz sanıyorsak işte o zaman sorunlar başlamış demektir.

Onların bizlere alışveriş yaparken, “sıkıldım, yeter artık, bensiz çık” gibi söylemlerini biz hiç onlara yaptık mı? Veya, sizce onlar bir pantalon alırken “biz beğenir miyiz” diye düşünmüşler midir? Ya da, akşamları bir arkadaşı ile buluşmak sizinki kadar zor mudur? Her ne kadar “özgür” olsanız bile, birileriniz akşam arkadaşlarınızla buluşmadan önce onu arayıp, “buzdolabında yemek var” demişinizdir. Ya da, belki de, 2 gece de olsa evde yalnız bırakıp iş seyahatine giderken, ev ile ilgili tembihlerde bulunmuşunuzdur. Her zaman kadın, daha detaylı düşünmeye kodlanmıştır. Bu nedenle de, alış veriş yaparken ucuzunu, beğendiğimi derken bir de bakarız sevdiğimiz adamın da ne düşüneceğini önceden tahmin edip ona göre alış veriş yapmışız. Ya da, bir türlü “aman aç kalacak değil ya, bulur yer bir şeyler” demeyiz, illa buzdolabında nelerin olduğunu sayar dökeriz. Ya da hava soğukken dışarıya çıkacağı zaman üstüne bir şeyler almasını söyleriz. Her zaman bir kadın sevdiği erkeği düşünür. Hatta bazen kendinden bile fazla düşünür.

Ama erkekler bundan pek hoşlanmaz. Bunu kendi egemenlik alanlarına bir saldırı olarak görürler. Sizin tek suçunuz onu düşünmek olsa bile, ona göre siz onu hapsediyorsunuzdur. Bu görüş farkı bir süre sonra erkek ile kadının arasında ciddi bir açmaza girerse eğer işte o zaman birilerinin değişme zamanı gelmiş demektir.

Share Button