Her birimizin çalışma yaşamanında, olağan yeteneksiz tipine rastladığına eminim. Bu kişi yeteneksizdir ama yıllarca şirkette kalır. Birileri gider, birileri gelir, yükselir, işten çıkarılır, o ise hep aynı pozisyonda, aynı yerde yıllarca aynı işi yaparak ömrünü ve kariyerini doldurur.
Bu olağan yeteneksizlik o kişinin işten çıkarılmasına sebep olmaz. Çünkü o geleneksel düzen içerisinde yıllarca bildiği kuralları uygulayarak düzeni korumuş ve ona söyleneni yapmıştır. Onun bu olağan yeteneksizliği sadece yükselmesine engel olur. Fakat kişinin işten çıkarılması için neden teşkil etmez.
İşten çıkarılması için ileri derecede yeteneksiz olmalıdır ki, bunlar zaten işe alındıklarından kısa bir süre sonra işten çıkarılırlar. Çünkü bu tip; yeteneksizliğinin yanı sıra, şirket düzeni için de tehlike teşkil etmektedir.
Mesela bir satışçının, satışlarının ortalama ölçünün altında olması onun işten çıkarılması için yeterli değildir. Ama bunun yanı sıra, kayıt işleri berbat, yanlış fiyatlandırmalar yapıyor, yanlış ödeme çeşitlerini uyguluyor ve müşteriler ile arası iyi değil ise, bu durumda işveren en kısa zamanda kişiyi işten çıkarır. Bu hepimize çok normal gibi geliyor elbette…
Ama aynı kaderi hatta daha da kötüsünü paylaşan bir başka grup daha vardır ki bunlar da, üstün yeteneklilerdir;
Zihinsel engelliler okulunda işe başlayan bir öğretmene “çocukların pek bir şey başaramayacakları” söyleniyor. Buna rağmen bu öğretmen elinden geleni yapıyor, çok çabalıyor ve yıl sonunda, okuma ve matematik konularında, çocukların bir çoğu, normal çocuklardan daha üstün başarı gösteriyorlar. Ve yıl sonunda öğretmen, “görevine son verildiğine dair” bir belge alıyor. Sebep olarak ise, “zihinsel engelli çocuklara boncuk dizme, kum havuzunda kalıp çıkarma konularının savsaklandığı” gösteriliyor. Eğitim Müdürlüğü’nün sağladığı kil, boya vs. eğitim araçlarını gereğince kullanmadığı için işten çıkarılıyor.
Böylece asıl zihinsel engellilerin kimler olduğu ortaya çıkıyor ama öğretmen işinden oluyor.
Çünkü düzen için üstün yeteneklilik, yeteneksizlikten daha kötü olarak görülür. Yeteneksizlik tek başına işten çıkarılmaya neden olmaz, ama işten çıkarma için tek sebep üstün yeteneklilik olabilir. Yanında ayrıca başka sebepler aramaya ihtiyaç duyulmaz.
Çünkü üstün yeteneklilik, düzenin dengesini bozar ve örgütlerin ortak anayasalarının birinci maddesine aykırı düşer.
“Düzen her şeye karşı korunmalıdır.”
Kısacası, tipik bir düzen içinde; üstün yeteneklilik ile, ileri derece yeteneksizlik istenmez ve hemen sistem dışına çıkarılır. Bizler ise, her seferinde bu duruma anlam vermeye çalışırız.