Neredeyiz?

Özgüven, açık sözlülük, isteklerimizi açıkca ifade edebilme yeteneğimiz, bunlar çocukken bize öğretilmeyen ama çocuk cesaretinin bizlere verdiği güzel şeylerdi.

“Daha dün annemiz” ile “iyi günde kötü günde, ölüm bizi ayırıncaya” arasında bir yerlerde bir şeyleri kaybettik.

Kimimiz, insanların isteklerini kendi isteklerinden ön planda tuttu. Kimimiz, açık sözlülüğü ile dokuz köyden kovuldu. Kimimiz ise, ne söylese dinlenmediğini düşünüp hiç konuşmadı. Hep sustu.

Hayatı kaçırdık.

Başkaları için yaşadık.

Bunun için hiç gocunmadık, çoğumuz da zaten fark etmedik.

Ta ki bir gün, o başkaları “benim için ne yaptın” diyene kadar….

O gün, buz gibi bir şey indi içimize. Taş kesildik.

Nelerimizi, kimler için kaybettiğimizi sorguladık.

O gün, ilk defa geriye baktık. Geçmişimizde kendimizi aradık.

Nerede kaybolduğumuzu sorguladık.

Yolumuzu nerede kaybettiğimizi aramaya çalıştık. Bulduk ya da bulamadık.

Şimdi ise, o çocuk kadar olmasa da, yeniden öz güvenimizi bulmaya çalışıyoruz, yeniden isteklerimizi açıkca ifade edebilmenin yollarını arıyoruz, yeniden açık sözlü olmaya çalışıyoruz.

Yeniden biz olmaya çalışıyoruz.

Share Button