Dertler tuvalet kağıdı gibidir…

Paris, Tiran, Roma ve Bonn gibi ülkelerde büyükelçi olarak görev yapan Tansuğ Bleda’nın “Maskeli Balo” adlı eserinde yazıyordu, hiç unutmam;

“…dertler tuvalet kağıdı gibidir, bir çektin mi, hepsi birden arka arkaya gelir…”

Son yıllarda, bir şeyler dönüyor başımda…Aksilikler üst üste geliyor, sanki birisi yukarıdan bakıyor ve benimle bilgisayar oyunu oynuyor gibi…Her sorunu atlattığımda bir başka sorun karşıma çıkıyor, bir türlü “level” atlayamıyomuşum gibi hissediyorum kendimi. “Game Over” olmadan bir şekilde bu oyunu bitirmeliyim.

Şimdi biliyorum beni iyi tanıyan arkadaşlarım ne sorunum olduğunu düşünecekler hatta endişeleneceklerdir. Ama öyle abartılacak bir sorunum olduğunu söyleyemem. Hele de son yıllarda, ülkemizin başında dönüp dolaşan kara bulutları düşünürsek…Kendi hayatımın içerisinde, yaşamım sadece “tereyağından kıl çeker gibi” olmuyor bir türlü o kadar… Bu kimileri için çok aranan bir yaşam özelliği değildir belki de, ama ben, hani “bir gün bari tereyağından kıl çeker gibi yaşasam acaba nasıl olur” diye merak ediyorum. Hep mi tırnaklarım ile kazımalıyım ya da hep mi, sorunları aşmalıyım? İtiraf ediyorum, sorunlar olup her seferinde birini aşmak, o sorunları atlatabilmek için kafayı kullanmak bana zevk veriyor. Belki de yukarılardan birileri sırf bu yüzden, sırf beni mutlu etmek için karşıma sorunlar çıkarıyor olabilir.

Ama bazen de, sıkıcı bir hayat nasıl olur, sorunsuz günler nasıl geçer merak etmiyor da değilim.

Belki de sorun problemlerin varlığı değildir de, benim problemlere nasıl baktığımdır. Kim bilir?

Siz en iyisi beni boş verin de, bulabilirseniz “Maskeli Balo”yu okuyun. Eğlenerek okuyacağınıza garanti veririm.

Share Button