Geçen gün bir arkadaşımla buluşmak için Midpoint’e gittim.
Arkadaşımı beklerken bir limonata ısmarlamak istedim ve garsonu aramak için arkamı döndüm. O sırada, arka masama iki beyefendi geldi ve oturdu. Biri gözlüklü, uzun boylu ve diğeri ile konuşurken “efendim, siz” gibi saygı ifadeleri ile konuşuyor.
Diğeri ise, esmer daha kısa boylu, bir kaşı havada, sandalyeye uzanarak oturmuş, sık sık elindeki cep telefonuna ardından da etrafa bakıyor.
Tam o sırada kısa boylu, yüksek topuklu ayakkabılar, saçı başı özensiz, rüzgarda dağılmış ve toparlanmamış gibi, kıyafetleri ise birbirinden uyumsuz bir kız arkamdaki masaya geldi ve iki beyefendi ile tanıştı. Birbirlerine isimlerini söylediler, kız hemen arkamdaki sandalyeye oturdu.
Gözlüklü bey sessiz bir şeyler mırıldandıktan sonra, patron olduğunu düşündüğüm diğer bey, kıza dönüp “bize biraz kendinizden bahseder misiniz” dedi. O sırada ne olduğunu anlayamadığım bu toplantı benim için hemen açıklığa kavuştu ve “hep beni mi bulur” diyerek kulak misafiri olmaya karar verdim.
Aday, tam arkamdaki sandalyede olmasına rağmen o kadar kısık ses ile konuşuyordu ki, hiç bir şey duyamıyordum. Ama onun tam karşısında ve benim en uzağımda oturan beyefendiyi çok rahatlıkla duyabiliyordum.
Ellerinde herhangi bir özgeçmiş yoktu ve işyerlerine bir sekreter arayışı içindeydiler.
Aday, kendi hakkında 2-3 cümle ettikten sonra, patron sordu,”Xxx şirketinde ne yaptın?”
“Ön muhasebe biliyorsun değil mi?”
Aday duyamadığım ses tonu ile cevabını verdi ve diğer soru geldi “bizi tanıyor musun?”
Bu soru ile adayın tanıma faslının bittiğini, adaya şirketi tanıtma faslına gelindiğini anladım.
“Biz” dedi patron, “bir teknoloji şirketiyiz ve internetten bizim takipcimiz çoktur.”
“Bu broşürü sana vereceğim bunu çok iyi anla, bizim ne iş yaptığımızı oradan öğrenebilirsin.”
“İnterneti biliyorsun değil mi?”
“Neyse işte müşterilerimize çok değer veririz, sen de telefonlara bakacaksın.
Telefon kullanıyorsun değil mi?”
“Sabah giriş saatimiz saat 8:00dir. Bana bakma ben sabah 6:00’da da gelirim biraz iş manyağıyımdır. Bizde herkese çok değer verilir, herkes çok çalışır, canla başla çalışacaksın.”
Aday burada yine duymadığım şekilde bir şeyler söyledi. Sanırım ne kadar çalışkan olduğundan bahsediyordu.
“Sen nüfus cüzdanını ver, SSK’ya başvuralım, işlemleri başlatalım biz…”
Bu arada diğer beyefendi bir şeyler söyledi, aday cevap verdi.
Sonra patron tekrar konuşmaya başladı.
“Burada bakma, burada mülakat havasındayız, ama işyerinde tam bir canavar olurum.
Senden bazen çay isterim ama sadece ben isterim şimdilik bir çaycımız yok yakında o da olacak ama sadece ben çay istersem getirirsin değil mi sorun olmaz.
Biz işimize çok değer veririz, çok çalışırız, çaba harcarız bir aile gibiyiz.
Açık konuşmayı severim bak, seninle de açık konuşacağım çok çalışmaktan sıkılmazsan gel.
Bu arada ingilizce biliyor musun?”
Adayın “hayır” dediğini çok net duydum.
Patron devam etti, “neyse önemli değil zaten…”
“İşte en kısa zamanda işe başla, sen…
Niye bir şey içmedin?”
Adayın, arkadaşları ile oraya geldiğini ve beklerken bir şeyler içtiğini söylediğini, duydum.
Patron devam etti, “haaaaa arkadaşların mı burada, eh peki çok bekletme onları , biz insanlara değer veririz.”
Maykrsoft programlarını bildiğini varsayıyorum doğru mu?
Gizliliğe çok önem veririz biz, gizlilik en önemli şeyimiz bu nedenle gizlilik anlaşması imzalayacağız seninle…
Bundan sonra tüm dialoglarımız mail üzerinden olacak, kullanmayı biliyorsun değil mi?
İşe başladığında da bir şey yaparız zaten, merak etme 3 saatlik bir şey işte…”
Diğer beyefendi “oryantasyon” dedi
“Tamam işte” dedi patron “anlatırız bir şeyler”
…
Elbette tüm mülakatlar yapılandırılmış olmayabilir. Şirketin pozisyonun durumuna göre değişkenlik gösterebilir. Yapılandırılmamış mülakatları bilirim. Fakat bu kadar yapılandırılmamışını hiç duymadım, görmedim.
Elbette her işe alım yapan yönetici, işe alım ilkelerinden haberdar değildir. Haberdar olsa iyi olur, ama olmak zorunda da değildir, bu onun tercihidir.
Fakat gizliliğe değer verdiğinin altını çizerek iddia eden bir firmanın; kalabalık bir kafe ortamında, işe alım yapması ve vereceği maaştan, şirketin diğer detaylarına kadar tüm bilgilerini yüksek ses ile bu ortamda paylaşması hiç de hoş karşılanacak bir şey değildir.
Ben şirketin ismini ve diğer gizli bilgilerini duydum. Burada onları paylaşmadan sadece işe alımda yapılandırılmamış bir mülakatın örneğini vermek istediğim ve elbetteki etik olmadığını düşündüğüm için bu bilgilere yer vermedim.
Ama her firmanın yöneticisinin bu tür yerlerde, ses tonlarına ve konuştukları konulara çok dikkat etmeleri gerekir.
Ayrıca, bana kalsa her bir yönetici, bir insan kaynakları uzmanı olmak zorundadır. Günümüzün şartları artık bunu gerektirmektedir.
Bu nedenle işe alımdan, işten çıkarmalara kadar geçen süreçlere, tüm yöneticilerin de hakim olması, şirketin hedeflerine ulaşmasında ve başarılı olmada atılacak adımların başında gelmektedir.
