Ne var ne yok…

Orada bir yerde vardır, hep karşına çıkar. Yüzüne güler, hatta bazen samimi olduğunu bile düşünürsün, iyi anlaşacağınızı belki de…Ama yeri gelir onun için yoksundur. Seni yok sayar, ne bir eksik ne bir fazla, sadece yok sayar.

Sen el kol sallarsın, bağırırsın çağırırsın, rengarenk giyinir zıplarsın, dürtersin, seversin, kızarsın ama bir türlü görmez seni…

Ne soğuk ne sıcak gibi, ne kızgın ne dondurucu, ne gül ne diken, ne orda ne burda, ne var ne yok…

Yok ama var, var ama yok…

Varla yok arası…

Varlığı ile yokluğu bir…

Ortada bir yerde….

Ne yok sayabiliyorsun, ne var.

Yok saysan karşında kanlı canlı duruyorlar, var saysan elini uzatıyorsun kayboluveriyorlar…

En rahatsız edici tür…

Beyninde bir yerlerde onlar için bir klasör oluşturmuşsun. Ama klasörün içi boş. Temizlik yapmak istediğin her seferinde klasörü açıyorsun içi boş. Tamamen sileyim diyorsun, belki lazım olur diye silemiyorsun. Her seferinde o klasör gözüne batıyor. Varlığı ile rahatsız ediyor ama zaten yok.

Benim için bu türler, yıllarca gardırobumda belki giyerim diye tuttuğum elbisem, akşam yemeğinde fazla yaptığım için yiyemediğim, ertesi gün çöpe atacağımı bildiğim halde yazık olur belki biri yer diye bir gece dolapta beklettiğim salatanın dibinde kalan bir kaç yeşillik, belki kurusu bir işe yarar diye atamadığım kuruyup kalmış ıslak mendil, üstünde karalama yaparım diye yıllarca tuttuğum, her seferinde yenisi geldiği için bir türlü kullanamadığım tarihi geçmiş ajanda, ayağımı vurmasına rağmen rengini beğendiğim için veremediğim ayakkabım…

Ne zaman mı atıyorum?

Hayatımda çok yer kapladığını fark ettiğimde, yeni elbiselere yer açamadığımda, boş salata kasesine ihtiyacım olduğunda veya artık giyemeyeceğime iyice kanaat getirdiğimde…

Hiç düşünmeden hop çöpe…Sonra artık o istediği kadar, bağırsın, çağırsın, rengarenk giyinip karşımda zıplasın, sevsin kızsın…O vakitten onra artık ben ne varım ne yokum onun için…

Share Button