ATATÜRK hakkında bilmediğiniz bir gerçek daha…

Ata’mızın bize öğretilmeyen, tarihin sayfaları arasında saklanan, kaybolup gitmesine göz yumulan bir başka yanını daha öğrendim geçenlerde. Bu kadar çok Atatürk’e ait kitaplar okumama, her fırsatta kendisi hakkında bilgi edinmeme rağmen bilmediğim bir yönünü gördüğümde yine çok şaşırdım. Her zaman beni şaşırtan dehanın bir başka dahice fikri daha beni yine, yeniden kendisine hayran bıraktı. Her geçen gün, bitip tükenmeyen yaratıcı fikirlerinden, bu fikirleri uygulama azminden kendime de yeniden yeni paylar çıkartıyorum.

Ata’mızın tüm bilimlere olan yakınlığı ve ilgisinin halkla ilişkiler de sürdürdüğünü az çok hepimiz biliyoruz.

Sivas’tan başlayıp, Ankara’ya geçene kadar yaptıklarını halka anlattığı gazeteler çıkardığını, TBMM’yi kurmadan 17 gün önce Anadolu Ajansını kurduğunu, yabancı basını davet edip Türkiye hakkında dünyaya demeçler verdiğini, telgraf şebekesinin düzenli çalışmasını sağlayarak tüm ülke ve dünya ile arasındaki iletişimi kesmediğini ve Hatay’da, Arapça söylev programları yayınlattığını hepimiz bir şekilde biliyoruz.

Fakat biraz sonra anlatacaklarımı çok azımızın bildiğini düşünüyorum.

“Karadeniz Vapuru Projesi”

Duymuş muydunuz hiç?

karadeniz3

Atatürk’ün isteğiyle Türkiye’yi Avrupa’ya tanıtmak amacıyla Avrupa limanlarını dolaşan seyyar sergi gemisi…

Hollanda’daki Fatusch firmasında çalışan araştırmacı Eray Ergeç, gazete arşivlerini tararken, 1926 yılında Hollanda’ya gelen bir Türk sergi gemisinin haberini görmüş. Bu pek bilinmeyen tarihi olayın araştırılmasına zamanla Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden Prof. Dr. Bülent Çaplı da katılmış. İki yıl kadar süren çalışmalar sonunda, Karadeniz gemisinin Avrupa limanlarındaki ziyaretlerini gösteren görüntü, fotoğraf ve belgelere ulaşılmış ve hazırlanan belgeselle belki de tarihin tozlu arşivinde kaybolup gidecek olan bu olay gün ışığına çıkarılmış.

Bu proje, Cumhuriyet’in ilanından 3 yıl sonra Atatürk’ün önerisiyle hayata geçirilmiş.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 1925 yılında yeni Türkiye’yi dünyaya tanıtacak bir proje yapılmasını gündeme getirmiş ama Mecliste bir yıl süreyle tartışılıp rafa kaldırılan konu, Atatürk’ün vizyonunu anlayan Dışişleri Bakanı Ali Cenani Bey’in önerisi ve çabalarıyla hayat bulmuş..

Amaç, Batı Avrupa ülkelerine genç Türkiye Cumhuriyeti’ni tanıtmak! Bu niyetle düzenlenen sergi seferi boyunca gemi 12 Avrupa devletinin limanlarına uğrayıp üçer beşer gün kalmış.

Türkiye’yi tanıtan çeşitli ürünlerin sergilendiği gemi, 12 Haziran 1926 tarihinde İstanbul’dan demir aldıktan sonra 12 ülkede 16 şehri ziyaret etmiş. Karadeniz Gemisi, 86 günde 10 bin mil yol katettikten sonra 5 Eylül 1926 tarihinde İstanbul’a dönmüş.

Cezayir’in Bona (sonraki adıyla Anaba) Limanı’ndan başlayıp, Barcelona, Le Havre, Londra, Amsterdam, Hamburg, Stockholm, Helsinki, Leningrad, Danzig, Gdynia, Kopenhagen, Anvers, Marsilya, Cenova, Napoli’ye gitmiş.

karadeniz4

Kaptanı Süreya Gürsu Deniz olan Karadeniz Gemisi’nin yolcuları arasında 3. Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın oğlu Refi Bayar, Anadolu Ajansı’nın kurucularından Şair Kemalettin Kamu, İstiklal Marşı’nın bestecisi Zeki Üngör, ilk Türk kadın gazetecilerden Bedia Arseven, ilk Türk kadın milletvekillerinden Mebrure Gönenç ve Şair Orhan Veli Kanık’ın babası müzisyen Veli, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası ile birlikte sanatçı, gazeteci, milletvekili, öğretmen, müzisyen ve denizcilerden oluşan toplam 285 kişi, genç Türkiye Cumhuriyet’ini “dosta düşmana tanıtmak için” olağanüstü bir çaba göstermişler.

Sadece Barcelona Limanı’na demirleyen yüzer sergiyi üç gün içinde 11 bin İspanyol gezmiş. Sefer masraflarının 600.000 lira olduğu, bütün limanlarda gemiyi ziyaret edenlerin 65.000 kişiye ulaştığı tahmin ediliyor.

Türk mavisi sırlı Kütahya çinileri; bin bir nakış ve renkli Osmanlı, Yörük, Selçuklu ve Acem halıları; gül, tarçın ve sakız kokulu Hacı Bekir lokumları; yeşim, yakut, firuze gibi değerli taşlarla süslenmiş, tamamıyla elle yapılmış çeşmibülbül, laledan, gülabdan gibi cam ürünleri ve nice kültürümüze ait eserler…

karadeniz2

Satış dairesine tekel ürünleri, İş Bankası şubesi, Kütahya Çinileri, halılar, Hacı Bekir lokumları, kehribar ve kıymetli taşlarla yapılmış süslemeler, yerli bezler ve işlemeler, sanayi nefise meşheri ve antikalar yerleştirilmiş.

Numune dairesinde ise hububat, tıbbi ilaç, ahşap ve deri mamülleri, Beykoz fabrikası ürünleri, madenler, Bursa ve Hereke kumaşları sergilenmiş.

16 tane balo düzenlenmiş.

karadeniz1

1926’da Atatürk’ün, Karadeniz vapurunda açılan gezici sergiyi ziyareti ve geminin hatıra defterine yazdıkları ise tevazunun ve gururun yegane göstergesi;

“Sergi, başarıya ulaşmış bir eserdir. Bende gayet iyi izlenimler meydana getirdi. Sunuş tarzı çok iyidir. Hazırlayıcısını takdir ve tebrik ederim.“

Mustafa Kemal

Askerlik, strateji, yönetim, buluş (matematik kavramları), dil bilimi ve yazarlık yönlerindeki dehasına, iş geliştirme, halkla ilişkilerdeki dehasını da ekleyerek, tarihteki yeri ve büyüklüğü giderek artan bir adam, bakalım bizi daha hangi işlere attığı imzalar ile şaşırtmaya devam edecek?

Gemiye ne mi olmuş?

1951 de kadro dışı bırakılarak bir kenara bağlanmış, 1954 yılında hurdaya çıkarılıp, Cenova’da sökülmüş.

Kaynaklar:

http://www.isteataturk.com/haber/147/karadeniz-vapurunda-ogle-yemeginde-mudanya-13061926

http://arsiv.ntv.com.tr/news/405924.asp

 

Share Button