Kuzuların Sessizliği…

Sessizlik güzel şeydir. Hele ki, bir kahve eşliğinde arkada yemyeşil bir orman ve önünüzde alabildiğine uzanan denizi seyrediyorsanız. Peki ya, aynı sessizliği işyerinizde düşünebiliyor musunuz? Güzel olurdu değil mi? Ama her sessizlik “huzur” anlamına gelmeyebilir, bu seferki, sizin bildiğiniz sessizliklerden değildir belki de… Düşünsenize, bir firmada ilk kademe yöneticisiniz, ya da belki Direktör, Genel Müdür… merak ettim bu yazıyı…

Share Button

Sonunda Ödül Yoksa Kolumu Kıpırdatmam….

İnsanoğlu olarak bizler, belirli bir davranışı göstermek için, sonuçlara ilişkin beklentilerimizi değerlendiriyoruz. Yani bir davranışı göstermemiz; beklediğimiz sonucu alıp alamayacağımız ve bu sonucun bizim için değeri ile orantılıdır. Bildiğiniz hesap kitap yapıyoruz. Daha basit bir şekilde söylersem, sonunda beklediğimiz ödülü almazsak pek de fazla kendimizi zora sokmuyoruz. İnsan beyni en az çaba ile en iyi merak ettim bu yazıyı…

Share Button

Kararınızı nasıl alırdınız?

Bir kelimeyi ne kadar fazla kullanırsak anlamı da o derece nötr bir hal almaya başlıyor beynimizde…Liderlik de bunlardan biri bana kalırsa…Yoksa neden, her yöneticiyi bir lider yapmak için uğraşalım ki, değil mi? “Lider” kim, kime “Yönetici” denir, tartışmalarına girmeden, adı ister yönetici ister lider olsun, sahip olması gereken en önemli yetkinliklerinden biri olan “karar verme” merak ettim bu yazıyı…

Share Button

Burada yönetici benim, bu iş bu şekilde olacak!

Biliyorum, neredeyse hepimiz firmalarımızın eğitim kataloglarında yer alan Çatışma Çözme eğitimini almışızdır. Almayanımız varsa da, mutlaka sosyal mecralarda, gazetede, kişisel gelişim kitaplarında okumuş, nedir bu çatışma iyi midir, kötü müdür, nasıl çözülür merak etmiştir. Okuduklarımızdan anladığımız en önemli nokta ise, özel veya iş hayatı olsun çatışma kaçınılmazdır ve herkesin kişilik özelliklerine göre çatışmayı çözme yöntemleri merak ettim bu yazıyı…

Share Button